FAKAT
haftanın ilk gününde, seher vakti, kadınlar hazırlamış oldukları baharları
getirerek kabre geldiler.
2.
Taşı kabirden yuvarlanmış buldular;
3.
ve içeri girip Rab İsanın cesedini bulmadılar.
4.
Ve vaki oldu ki, onlar bundan dolayı şaşırmış iken, işte, pırıldıyan esvapla
iki adam yanlarında durdu;
5.
ve kadınlar korkup yüzlerini yere iğmiş oldukları halde, adamlar onlara
dediler: Niçin diriyi ölüler arasında arıyorsunuz?
6.
O burada değil, fakat kıyam etti; daha Galilede iken,
7.
İnsanoğlunun günahkârların ellerine verilmesi, haça gerilmesi, ve üçüncü gün
kıyam etmesi gerektir, diye onun size nasıl söylemiş olduğunu hatırlayın.
8.
Kadınlar da onun sözlerini hatırladılar;
9.
kabirden dönüp bütün bu şeyleri Onbirlere, ve bütün başkalarına söylediler.
10.
Bu kadınlar Mecdelli Meryem, Yoanna, ve Yakubun anası Meryemdi; ve onlarla
beraber olan başka kadınlar bu şeyleri resullere söylediler.
11.
Bu sözler onların gözüne boş lakırdı göründü; ve kadınlara inanmadılar.
12.
Fakat Petrus kalkıp kabre koştu, iğilerek baktı, keten bezlerin yalnız
durduğunu gördü; ve vaki olan şeye şaşarak evine gitti.
13.
Ve işte, yine o gün onlardan ikisi, Yeruşalimden altmış ok atımı uzakta Emmaus
denilen bir köye gidiyorlardı.
14.
Olan bütün bu işleri birbirlerile söyleşiyorlardı.
15.
Ve vaki oldu ki, onlar söyleşir ve birbirlerine sorarlarken, İsa kendisi
yaklaştı, onlarla beraber yürüdü.
16.
Fakat onu tanımasınlar diye gözleri tutulmuştu.
17.
Onlara dedi: Yürürken birbirinize söylediğiniz bu sözler nedir? Yüzleri kederli
olarak durdular.
18.
Onlardan adı Kleopas olan biri cevap verip dedi: Misafir olarak Yeruşalimde
oturur da, bu günlerde orada olan işleri bilmiyen yalnız sen misin?
19.
Onlara dedi: Hangi şeyler? Ve kendisine dediler: Allahın ve bütün halkın
indinde işte ve sözde kudretli bir peygamber olan Nâsıralı İsa hakkındaki
işler;
20.
ve başkâhinlerle bizim reislerimiz ölüme mahkûm edilmesi için onu nasıl ele
verip haça gerdiler.
21.
Fakat biz, İsraili kurtaracak olan odur diye ummakta idik. Fakat bununla
beraber, bu işler olalı üçüncü gündür.
22.
Bundan başka bizden bazı kadınlar sabah erken kabirde bulundular;
23.
onun cesedini bulmayınca geldiler; ve, o yaşıyor, diyen melekler rüyetini
görmüş olduklarını söyliyip bizi şaşkın ettiler.
24.
Bizimle beraber olanlardan bazıları kabre gidip kadınların dedikleri gibi
buldular; fakat onu görmediler.
25.
Ve onlara dedi: Ey anlayışsız adamlar, ve peygamberlerin bütün söylediklerine
yürekleri geç inananlar!
26.
Mesihin bunları çekip izzetine girmesi gerek değil miydi?
27.
Ve Musa ile bütün peygamberlerden başlıyarak kitapların hepsinde kendi
hakkındaki şeyleri onlara açtı.
28.
Varacakları köye yaklaştılar; ve o, daha ileri gidecekmiş gibi yaptı.
29.
Onu zorladılar: Bizimle beraber kal; çünkü akşam yakın, zaten gün bitmek
üzredir, dediler. Onlarla beraber kalmak için içeri girdi.
30.
Ve vaki oldu ki, onlarla beraber sofraya oturduğu vakit, ekmeği aldı, şükran
duasını etti; ve kırıp onlara verdi.
31.
Ve onların gözleri açıldı, onu tanıdılar; ve o, kendilerine görülmez oldu.
32.
Ve birbirine dediler: O, yolda bizimle konuşurken, kitapları bize açarken,
içimizde yüreğimiz yanmıyor mıydı?
33.
Ve hemen o saatte kalktılar, Yeruşalime döndüler, Onbirler ile beraberlerinde
olanları bir arada toplanmış buldular, ve:
34.
Rab gerçek kıyam etti, ve Simuna göründü, diyorlardı.
35.
Ve bunlar yolda vaki olanları, ve ekmeği kırdığında onun kendileri tarafından
nasıl tanılmış olduğunu anlattılar.
36.
Onlar bu şeyleri söylerken, İsa kendisi ortalarında durup onlara: Size selâmet!
dedi.
37.
Fakat onları yılgınlık aldı, ve çok korkarak bir ruh gördüklerini sandılar.
38.
Ve onlara dedi: Neden şaşırıyorsunuz? Niçin yüreğinizde düşünceler doğuyor?
39.
Ellerime, ayaklarıma bakın; bizzat benim, kendim; bana ellerinizi sürün ve
bakın; çünkü bende olduğunu gördüğünüz gibi, bir ruhta et ve kemik yoktur.
40.
Bunu söyledikten sonra, onlara ellerini, ayaklarını gösterdi.
41.
Onlar sevinçten henüz inanmıyıp şaşmakta iken, onlara dedi: Burada yiyecek bir
şeyiniz var mı?
42.
Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler.
43.
Onu aldı ve önlerinde yedi.
44.
Ve onlara dedi: Benim hakkımda Musanın şeriatinde, peygamberlerde ve
mezmurlarda yazılmış olan bütün şeylerin yerine gelmesi gerektir, diye daha
sizin ile beraberken, söylediğim sözler bunlardır.
45.
O zaman kitapları anlamak için onların zihnini açtı;
46.
ve onlara dedi: Böyle yazılmıştır, Mesih elem çekecek, üçüncü gün ölülerden
kıyam edecek,
47.
ve Yeruşalimden başlıyarak bütün milletlere günahların bağışlanması için onun
isminde tövbe ilân edilecektir.
48.
Siz bu şeylerin şahitlerisiniz.
49.
Ve işte, ben Babamın vadini üzerinize gönderirim; fakat yukardan size kuvvet
giydirilinciye kadar, siz şehirde oturun.
50.
Ve onları Beytanya karşısına kadar çıkardı; ellerini kaldırıp onları mubarek
kıldı.
51.
Ve vaki oldu ki, onları mubarek kılarken kendilerinden ayrıldı, ve göke
kaldırıldı.
52.
Onlar da ona secde kıldılar, büyük sevinçle Yeruşalime döndüler;
53.
ve daima Allaha hamdederek mabette idiler.