VE
vaki oldu ki, bir Sebt günü Ferisi reislerinden birinin evine ekmek yemeğe
gittiği zaman, onlar İsayı gözetliyorlardı.
2.
Ve işte, istiskalı bir adam onun önünde idi.
3.
Ve İsa cevap verip fakihler ve Ferisilere söyliyerek dedi: Sebt günü şifa
vermek caiz midir, yahut değil midir?
4.
Fakat onlar sustular. Ve onu alıp iyi etti ve salıverdi.
5.
Ve İsa onlara dedi: Sizden kimin bir eşeği yahut bir öküzü kuyuya düşse, Sebt gününde
onu hemen dışarı çıkarmaz?
6.
Ve bunlara karşı cevap veremediler.
7.
Ve çağırılanların baş yerleri nasıl seçtiklerini İsa görünce, onlara bir mesel
söyliyip dedi:
8.
Sen bir kimse tarafından düğüne çağırıldığın zaman, baş yere oturma; belki
senden üstün sayılan bir kimse onun tarafından çağırılmıştır,
9.
seni ve onu çağıran gelip sana: Bu adama yer ver, der, sen de utanarak en alt
yere oturmağa başlarsın.
10.
Fakat çağırıldığın zaman, git, en alt yere otur da seni çağıran gelip sana: Ey
dost, yukarı çık, desin; o zaman bütün seninle beraber yemekte oturanlar
karşısında sana itibar olur.
11.
Çünkü her kendini yükselten alçaltılır, ve kendini alçaltan yükseltilir.
12.
Ve İsa kendini çağırana da dedi: Sen bir öğle yahut bir akşam yemeği yaptığın
zaman, ne dostlarını, ne kardeşlerini, ne akrabanı, ne zengin komşularını
çağır; ta ki, onlar da seni çağırarak sana bir karşılık olmasın.
13.
Fakat ziyafet ettiğin vakit, fakirleri, sakatları, topalları, körleri çağır;
14.
ve mutlu olursun; çünkü onların sana karşılık yapacak bir şeyleri yoktur; fakat
sana salihlerin kıyametinde karşılık verilir.
15.
Ve yemekte onunla beraber oturanlardan biri bu şeyleri işitince, İsaya dedi:
Allahın melekûtunda ekmek yiyecek olana ne mutlu!
16.
Fakat İsa ona dedi: Adamın biri bir büyük akşam yemeği yaptı, çok kimseyi
çağırdı,
17.
ve yemek vaktinde çağırılanlara: Gelin, çünkü şimdi hazırdır, demek için
hizmetçisini gönderdi.
18.
Hepsi birden özür dilemeğe başlıyarak, birincisi ona dedi: Bir tarla satın
aldım, çıkıp onu görmekliğim lâzım; sana rica ederim, beni mazur gör.
19.
Ve bir başkası dedi: Beş çift öküz satın aldım, onları denemeğe gidiyorum; sana
rica ederim, beni mazur gör.
20.
Bir başkası da dedi: Ben evlendim, bundan dolayı gelemem.
21.
Ve hizmetçi gelip efendisine bu şeyleri söyledi. O zaman ev sahibi kızarak,
hizmetçisine dedi: Çabuk, şehrin meydanlarına, sokaklarına git, fakirleri,
sakatları, körleri ve topalları buraya getir.
22.
Ve hizmetçi dedi: Efendi, senin emrin yapıldı, daha yer var.
23.
Ve efendi hizmetçiye dedi: Yollara ve çitlerin boyuna çık, bulduklarını içeri
girmeğe zorla da evim dolsun.
24.
Çünkü size diyorum ki, çağırılan adamlardan hiç biri akşam yemeğimden
tatmıyacaktır.
25.
Büyük kalabalıklar İsa ile beraber gidiyorlardı; ve İsa dönüp onlara dedi:
26.
Eğer bir kimse bana gelir, ve kendi babasına, anasına, karısına, çocuklarına,
kardeşlerine, kızkardeşlerine, evet hattâ kendi canına buğzetmezse, benim
şakirdim olamaz.
27.
Her kim haçını taşıyıp arkamdan gelmezse, benim şakirdim olamaz.
28.
Çünkü sizden kim bir kule yapmak ister de, onu tamamlıyacak şeyi var mı diye,
oturup önce masrafı hesap etmez?
29.
Ta ki, temel koyup bitiremediği zaman onu görenlerin hepsi:
30.
Bu adam yapmağa başladı, bitiremedi, diye onunla eğlenmeğe başlamasınlar.
31.
Yahut hangi kıral başka bir kıralla cenkte karşılaşmağa gittiği zaman, yirmi
bin ile üzerine gelene on bin ile karşı çıkabilir miyim diye, önce oturup
öğütleşmez?
32.
Yoksa öteki kıral daha çok uzakta iken, elçiler gönderir, nasıl barış olur diye
sorar.
33.
Bunun için sizden her kim bütün varından böylece vazgeçmezse, benim şakirdim
olamaz.
34.
Tuz iyidir; fakat tuz da tatsız olmuşsa, ne ile ona tat verilir?
35.
O, ne toprağa ne de gübreye yarar; onu dışarı atarlar. İşitecek kulakları olan
işitsin.